Halit Kıvanç'ın oğlu olmasının yanısıra sol çevrelerin, özellikle İletişim Yayınları camiasının yakından tanıdığı bir isimdir Ümit Kıvanç. Usta bir kalem, usta bir müzisyen aynı zamanda da grafikerdir. Bir ara Bilgi Üniversitesi bünyesinde yayın yapan medyakronik.com sitesini kurup yönetmişti Kürşad Bumin ve Alper Görmüş'le. Daha sonra her zaman olduğu gibi ana yayın çizgisiyle geçinemeyip 'Haysiyet' diye bir bölüm açtı, bir süre sonra da Haysiyet kanatlandı ve Türkiye'nin ilk blog'larından biri oldu. Arşivi altın madenidir, girin keşfedin. Yıllar öncesinden bahsediyorum. Unutuldu gitti tabii. İletişim'den çıkan pek çok kitabın kapağında da imzası vardır Ümit Kıvanç'ın.
İletişim Yayınları yıllar önce bir ilanda onun kitabını 'İtiraz devam ediyor, 80'lerden 90'lara Ümit Kıvanç okunuyor' diye tanıtmıştı. Bir itirazdır Ümit Kıvanç. Her şeye ve herkese karşı, ne zaman çıkacağı şiddeti sizi vuracağı belli olmayan bir itiraz. Serdar Turgut, Akşam'ın başına geçtiğinde beraber yeni gazeteyi tasarlarken benim ısrarla yazı yazmasını istediğim bir isimdi Ümit Kıvanç. Serdar Turgut'u da ikna etmiştim, ama meğerse Ümit bana kızgınmış. Telefonla aradığımda söylemişim. Meğerse uyduruk bir yazıda, bir cafe'nin müdavimleri arasında adını yazdığım için. Önce sitemini iletti, ardından da 'Akşam'da yazıp yazmama meselesini de ayrıca konuşuruz' dedi. Ama o konu orada kapandı.
Ben Ümit Kıvanç'ı ve yazılarını severim.
Yıllar önce köşe yazarlığı yaptığı Radikal'den istifa ettiğindeki gerekçesi beni çok etkilemişti. Kitabının önsözünde bu kararını anlatıyordu: Basit yazmak istiyordu; net ve doğrudan anlamında. 'Koç ailesi istemediği için bu ülkede demiryolu gelişmedi' kadar basit. Ama bunu yazacağı bir ortam yoktu Türk medyasında o zamanlar. Bugün de yok ya...
Taraf'ta yazmasına şaşırmadım değil. Ama ilk günden itibaren bu maceranın sonsuza kadar sürmeyeceğini biliyordum zaten. O yüzden istifa edince de hiç şaşırmadım. Ümit Kıvanç bu çünkü. Kızar, itiraz eder ve gider.
Yalnız yazısında bir noktaya takıldım:
.....Bizim gazete bir defa, Muhsin Yazıcıoğlu-NTV hikâyesinde, “hah bulduk!” sendromu yüzünden çuvallamıştı. Şimdi bunun ikincisine doğru doludizgin gidiyor. Ben bu gidişe iştirak edemeyeceğim, herkesten özür dilerim...
.....diye yazmış. 'Bu ikincisi' dediği olay Taraf'ın 1 Mayıs 1977 olaylarında kontrgerillayı aklayıp solcuları suçlayan yayınlar yapması, dahası gazetecilik kurallarını ihlal ederek demeç çarpıtmaları. Ümit Kıvanç'ın her iki olayda da itirazı haklı.
Peki elinizi vicdanınıza koyun da söyleyin: Taraf'ın iki büyük çuvallaması sadece helikopter olayı ve bu son 1 Mayıs yayınları mı? Bu kadar mı yani? Ümit Kıvanç'ı sadece bunlar mı rahatsız etmiş? Pes yani.
Anlaşılan Türk solu teker teker akıllanacak, biz de onların teker teker akıllanmasını bekleyeceğiz. Daha da bir şey demiyorum.
Elifi mertek sanan yeni neslin Kıvanç'ı spor yazarı sanması bile başarı benim gözümde. Elde mikrofonla sokağa çıkılsa, büyük çoğunluğun "Bir dizide oynuyor galiba ama çıkaramadım şimdi" diyeceğine bahse girerim... [Elinize sağlık bu arada.]
YanıtlaSilO bir şey mı? Ergenekon'u terör örgütü, Asena'yı dansoz sanan bir nesil geliyor. Ümit Kıvanç spor yazarı sanılmış çok değil...
YanıtlaSil